Noun:
öldürmek, katliam, öldürme, cinayet, kan, bitiş, iptal, daralma, imrenme, garez, kin, düşmanlık, kötü niyet, kaçırma, kaçakçılık, tahrip, imha, hezimet, çalkalama, yoğurma, dayak, karıştırma, ülser, güç, dürtü, inme, darbe, silâh, kurban etme.
Verb:
öldürmek, ortadan kaldırmak, katliam, çarpmak.
But you didn't SLAUGHTER
It's a fuckin' SLAUGHTER up there.
After the SLAUGHTER, the Northmen feasted on the flesh of the slain.
And we just cower in here while they SLAUGHTER our brothers.
{\i1}To SLAUGHTER us like lambs.{\i0}