mağaza, istif, depo, ambar, konservatuvar, istifleme, uğrak, rezervuar, konteyner, hazne, Gemi, Dükkan, Market, fon, sermaye, repertuar, havuz, memba, hazine, toplanma, tasarruf, tahıl ambarı, Çarşı, market, kale, baz, ev, ikametgâh, servet, bolluk, taşkınlık, dökmek, adam, oda, salon, palyaço, mimik, emanetçi, kapak, sepet, karıncık, Konut, mesken, gülle, top, ahır, küre, büyük mağaza, mal, büfe, hücre, vajina, kese, sözlük, Stok, toplamak, sıyrık, depolamak, rezerv, olarak ayarla, istif etmek, Bir depoda saklamak, çok, q oldukça kuruş, yaygın, hacim